AÇIK
İMSAK'A KALAN SÜRE
Tarım ve Orman Bakanlığı son dönemde restoran, lokanta, börekçi gibi yeme içme mekânların denetimine ağırlık verdi.
Bu sektörde taklit veya tağşiş yapan birçok işletme ifşa ediliyor.
Döner ve kebaplarda ateşek eti bulunması artık rutin haber oldu.
Bu rutini hamburgerciler bozdu. Meğer onlar da köftenin kıymasına tek tırnaklı eti, sakatat, kanatlı et katıyormuş.
Börekçiler de hileye tam gaz devam ediyor.
Son yayınlanan listede bazı kıymalı böreklerde sakatat (taşlık), kanatlı eti, tek tırnaklı eti vs. tespit edilmiş. Her börek yediğimizde midemiz niye yanıyor şimdi anlaşılıyor.
Meşhur ‘Sarıyer Börekçisi’ birkaç şubesiyle börekte hile yapmada yine ön sıralarda yer aldı.
Aslında peynirli, patatesli börekle kıymalı böreğin fiyatının aynı olmasından yola çıkarak da kıymalı börekte bir sıkıntı olduğunu anlamamız gerekiyordu.
Zaten çok az kıyma kullanıyorlar, böreğin iç malzemesinin çoğu soğan ama bu kadar az malzeme de bile bazı börekçilerin orijinal kıyma yerine taşlık, kanatlı ve tek tırnaklı eti kullandıkları ortaya çıktı.
Hem fiyatları sürekli artırıyorlar hem de taklit ve tağşiş yapıyorlar!
Bu gıda teröristlerinin yatacak yeri yok.
Birçok semtte şubesi bulunan Sarıyer Börekçisi daha önce de taklit ve tağşiş listesinde yer almıştı.
Bu ünlü börekçi markasının franchise sisteminde bir sıkıntı olabilir. Bayiler kafalarına göre hareket ediyor olabilir.
Bir yaptırımı olsaydı bu ünlü börekçinin şubeleri cezalardan iflas bayrağı çekerdi ya da tekrar hile yapmazlardı.
Demek ki, daha önce ‘taklit ve tağşiş’ listesine girmek bir şey değiştirmiyor.
Millete kıymalı börek yerine sakatat, taşlık, tek tırnaklı et yedirmeye devam etmişler.
Hilecileri ifşa etmek yerine, hapis ve gıda sektöründe iş yapma yasağı gibi daha ağır cezalar verilmeli.
***
ATATÜRK’E BENZEMEYENHEYKEL
Kırşehir’de CHP’li belediye tarafından 2020 yılında yaptırılan Atatürk’ü kahve içerken tasvir eden heykel, Atatürk’e benzemediği gerekçesiyle depoya kaldırıldı.
CHP’li belediyeler Atatürk’e benzemeyen Atatürk heykeli yaptırmada bir numaralar.
Bir heykeltıraş, teknoloji bu kadar gelişmişken, daha önce yapılmış binlerce heykel varken, Atatürk’e benzemeyen hatta esprilere konu olacak kadar kötü bir heykeli yapmayı nasıl başarır?
Yoksa bu eserleri heykelcilik eğitimi almamış insanlar mı yapıyor?
Ya da belediyeler böylesine beceriksiz heykeltıraşları nerden buluyor?
Sorun sadece Atatürk heykellerinde de değil.
Kent ya da ilçe meydanlarında o yörenin meşhur ürünü temsil eden İnegöl’de İnegöl köftesi, Amasya’da selfie çeken şehzade, Ankara’da Yüzüklerin Efendisi’ndeki Sauron’un gözüne benzeyen ekmek gibi birbirinden absürt heykeller de var.
Türkiye’de yetenekli heykeltıraş artık yetişmiyor mu? Bu kadar kötü heykelleri yapmayı nasıl başarıyoruz?
Ülkemizde heykelde belediye stili diye bir şey ekol gelişti. Bu ekol en kötü heykelleri yapmada açık ara önde gidiyor!
Biliyorum gündem yoğun ama bir ara yukarıdaki soruları tartışmalıyız.
***
YA KAMERA OLMASAYDI?
Düzce’de bekçi ekipleri tarafından durdurulan bir araçta yolcu olarak bulunan alkollü bir kadın, bekçileri tehdit etmesi kameralara yansıyınca gündem olmuştu.
Ekiplere galiz küfür ve hakaretler yağdıran kadın “Beni taciz etti derim. Açıkla açıklayabiliyorsan” diye bağırıyordu. Ya olayın kamera kaydı olmasaydı ve kadın şikâyetçi olsaydı ne olurdu?
Ve hakim, “Kadının beyanı esastır” ilkesinden hareket edip dosyayı yorumlasaydı!
“Kadının beyanı esastır” ilkesi gerçekten tartışmalı bir ilke!
Çocuklarla ilgili davalarda bu ilkenin her zaman uygulanması taraftarıyım.
Ama bu son olayda olduğu gibi bu ilkeyi kendi çıkarları için kullanan kadınların olduğunu da unutmayalım!
***
BU FUTBOLSA BİZDEKİ NE?
Oğlum bana hep “Baba hafifçe dokunulduğunda bile sanki kurşun yemiş gibi kendini yere atanların ligini izlemeyi bırak. İngiltere, İspanya liglerini izle. Hem strese girmezsin hem de oyundan keyif alırsın” der.
Gençlerin çoğu oğlum gibi düşünüyor. Rahmetli Hıncal Uluç Abi boşuna yıllarca ‘sahtekârlar ligi’ demedi!
Türk hakemlerinin vakit geçirene, kendini sürekli yere atanlara göz yumdukça Avrupa’da başarılı olmamız mümkün değil.
Cihan Aydın ile Sloven hakem Slavko Vincic’in yönettiği Galatasaray-Fenerbahçe maçlarını karşılaştırın aradaki farkı daha iyi görürsünüz.
Bu büyük kalite farkına rağmen TFF ne hikmetse yabancı hakem görevlendirmiyor!
Demek ki, TFF de ülkemizde kaliteli futbolun oynanmasını istemiyor.
Önceki gün Arsenal-Real Madrid arasında oynanan müthiş Şampiyonlar Ligi’ni maçını izlerken bu oynanan futbolsa, bizde oynanan ne diye söylendim kendi kendime.
Son derbi maçında sakatlık numarası yapıp, sedye ile dışarı çıktıktan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi saha şimşek gibi dönen Lucas Torreira, eskiden Arsenal’de oynuyordu!
Aynısını İngiltere’de yapsa önce kendi taraftarı ıslıklardı onu.
Ama Türkiye’de böyle numaralar yaptığı için onu kahraman gibi görenler var.
Sadece Torreira değil, birçok yabancı Süper Lig’in bozuk sistemine çabuk uyum sağlıyor!
Çünkü kendini yere attıkça koşmasına gerek kalmıyor.
Müşteri de bunu istiyorsa, bizde yere düşen kalkmaz kolay kolay!
Yerli hakemler, medya, kulüp, taraftar, teknik direktör baskısı yüzünden maç yönetiyor.
Mahalle maçlarında kendini yere atan çocuğa “Kalk erkek gibi oyna” der arkadaşları.
Bunu diyebilecek hakemlere, taraftara, yöneticilere, teknik direktörlere ihtiyaç var.
***
Altyazı
“Camus der ki: Sonunda öleceğimizi bilmemiz hayatı kötü bir şaka yapıyor.” (Fargo)
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
14 Nisan 2025SPOR
14 Nisan 2025GÜNDEM
14 Nisan 2025SPOR
14 Nisan 2025SPOR
14 Nisan 2025GÜNDEM
14 Nisan 2025GÜNDEM
14 Nisan 2025